Blog

Karbonsuz Havalimanı Projesi

Karbonsuz Havalimanı Projesi

Sera Etkisi / Sera Gazları

Atmosferin ısıtma ve yalıtma etkisi “Sera etkisi” olarak tanımlanır. Sera gazları, atmosferde bulunan ve en çok ısı tutma özelliğine sahip ve sera etkisini destekleyen bileşiklerdir.

Dünya’da başlıca sera etkisine neden olan gazlar %36-70 Su buharı, %9-26 Karbon dioksit, %4-9 Metan ve %3-7 ile Ozon’dur. Sera gazlarının bir kısmı kendi kendine oluşurken, bir kısmı da insanlar tarafından üretilir. Doğal yollarla oluşan sera gazı seviyelerine insan faaliyetleri sonucu ilaveler olur ve sera etkisi görülür.

Sera gazı oluşumuna neden olan yapay alanlardan biri de havalimanlarıdır. Havalimanları hava araçlarının kalkması ve inmesi için özel olarak hazırlanmış, hava araçlarının bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına, yolcu ve yük alınmasına ve verilmesine ilişkin tesisleri bünyesinde bulunduran yerlerdir.

Faaliyette olan örnek bir havalimanı incelendiğinde, kontrollü – kontrolsüz ve kesikli-sürekli yapay emisyon kaynakları göz önünde bulundurulmalıdır.

Aşağıda görseli bulunan bir havalimanı planını inceleyelim. Havalimanından hangi emisyonlar oluşabilir?

Kaynak: https://airportco2.org/

Havalimanında olası emisyon kaynakları, kapsamlı olmamakla birlikte aşağıdaki listedeki gibi öngörülebilir.

  1. Alan

Kontrollü kaynak emisyonları

01 Araçlar/havaalanı yer destek ekipmanı

02 Tesis içi atık yönetimi

03 Tesis içi atıksu yönetimi

04 Tesis içi enerji üretimi

05 (Olası) yangın söndürme faaliyeti

06 Kazanlar, fırınlar

  1. Alan 

Satın alınan elektrik kaynaklı emisyonlar

07 Saha dışı elektrik üretimi

A Isıtma

B Soğutma

C Aydınlatma

  1. Alan 

Diğer kaynaklardan gelen emisyonlar

08 Uçak iniş pisti

09 Uçak kalkış pisti

10 Uçak yer hareket alanı

11 Yardımcı güç ünitesi

12 Araçlar/havaalanı yer destek ekipmanı

13 Yolcuların havaalanına taşınması

14 Personel girişi

15 Tesis içi atık yönetimi

16 Tesis içi su yönetimi

17 Personelin işe gelişi

Not: Havaalanında olası emisyon kaynakları için sunulan listesi ayrıntılı değildir. Ayrıca, her havalimanının operasyonel yapısı farklıdır. Bu nedenle, tasvir edilen emisyon kaynaklarının hepsi her havaalanında mevcut değildir.

 Peki, havaalanları CO2 emisyonlarını gerçekten azaltmak için ne tür somut eylemler üstlenebilir? Bir havalimanında çeşitli faaliyetlerin olması nedeniyle, havalimanının karbon ayak izine katkıda bulunabilecek birçok faktör, etki ve sistem mevcuttur.

İşte havaalanlarının CO2 emisyonlarında azalma sağlamanın en popüler yollarından bazıları:

  1. Daha akıllı yerde ulaşım seçimi

Bir havalimanı bölgesinde, pist ve apron bakımı, yer hizmetleri ve yolcu taşımacılığı gibi havaalanı hizmetlerini kolaylaştıran ve sadece havalimanı çevresinde çalışan birçok araç bulunmaktadır. Ağırlıklı olarak dizel motorlu araçların yerine elektrikli, hibrit veya gazla çalışan araçların kullanılması vb. yöntemlerle daha sürdürülebilir araçlara geçilerek, saha içi taşımayla ilişkili CO2 emisyonlarını düşürmek mümkün.

  1. Eko-verimli aydınlatma

Kamusal alanlar olarak, havaalanları iyi aydınlatılmış tesisler sağlamak zorundadır ve doğal olarak bu enerji tüketiminin önemli bir parçasıdır. Son yıllarda, LED (Işık Yayılan Diyot) teknolojisinin faydaları birçok havaalanını aydınlatma sistemlerini LED’lerle değiştirmeye yatırım yaparak enerji tüketiminde (ve ilgili CO2 emisyonlarında) önemli bir düşüş mümkündür. Örneğin, Helsinki Havaalanı’nın bir bölümündeki aydınlatma iyileşti ve 2.100 eski aydınlatma armatürünü LED aydınlatma ile değiştirdiklerinde enerji tüketimi % 85 azaldı.

  1. Sürdürülebilir enerjiye yatırım

Artan sayıda havaalanı, rüzgar, güneş gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanmak için daha fazla enerjiden bağımsız olmaya ve bundan daha fazlasını yapmaya çalışmaktadır. Atina Uluslararası Havaalanı, güneş panelleri ile yılda yaklaşık 11 milyon kWh üretiyor – bu, havaalanı operatörünün enerji ihtiyacının% 20’si (10.000 ton CO2 azalmasına eşdeğer). Havaalanları benzer yatırımlar yaparak karbon ayak izinin bir kısmını azaltmaya yardımcı olabilir.

  1. Havalimanında yolcuların transferi için yeni yaklaşım

Metro transferlerinin yanı sıra hibrid ve elektrikli arabalara öncelik vererek havaalanı taksilerinin yeşil teknolojilere geçiş sağlanabilir. Amsterdam-Schiphol’da havalimanına 167 sıfır emisyonlu Tesla Model S taksisinin önemli bir filosu hizmet vermektedir.

  1. Hava trafiğini azaltma yöntemleri

Hava taşımacılığı havaalanları, havayolları, yer hizmetleri, hava trafik kontrolörleri ve diğerleri arasındaki işbirliğidir. CO2 emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olan bir eylem de, iniş ve kalkışlar için bekleme sürelerini düşürerek daha az yakıt yanması, daha az CO2 emisyonu ve zaman kaybı sağlayabilir.

  1. Havalimanı CO2 Emisyonlarının Yönetimi

4 aşama ile özetlenebilir.

  • Haritalama ile karbon ayak izi ölçümü
  • Operatörlerin CO2 emisyonlarını aktif olarak azaltma faaliyetleri ve iyileştirme çalışmaları
  • Havalimanı sahasındaki diğer şirketleri/çalışanlar/yolcuları CO‘lerini azaltmaya yönelik teşvik etme
  • Karbon nötrleme (belirli bir seviyeye ulaşmak için karbon ayak izlerini doğrudan kontrolleri altında kalan CO2 emisyonlarını dengeleme)

Türkiye 5386 Sayılı Kanun’un 5 Şubat 2009’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kabulü ve 13 Mayıs 2009 tarih ve 2009/14979 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın ardından, katılım aracının Birleşmiş Milletlere sunulmasıyla 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü’ne Taraf olmuştur. Kyoto Protokolü kabul edildiğinde Ek-1 ülkesi olmasına rağmen Protokol kapsamında sayısallaştırılmış emisyon azaltım taahhüdü bulunmamaktadır. Ancak, Kyoto Protokolü kapsamında, Ek-I’de yer alan Taraflar, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Uluslararası Denizcilik Örgütü ile çalışarak, havacılık ve depo yakıtlarından kaynaklanan ve Montreal Protokolü’nce denetlenmeyen sera gazları salımlarının sınırlandırılmasına ya da azaltılmasına çalışacaklardır.

Kyoto Protokolü’nün sona erme tarihi olan 2020 sonrası yapılan Paris Anlaşması ile iklim değişikliği rejimi düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Ülkemiz Paris anlaşmasına yönelik olarak ulusal katkı niyetini ( Taahhütler Birleşmiş Milletler çerçevesinde INDCs (Intended Nationally Determined Contributions – Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenen Katkılar) olarak adlandırılmaktadır.)  30 Eylül 2015 tarihinde Sözleşme Sekretaryasına sunmuştur. Türkiye’nin ulusal katkı niyetinde, sera gazı emisyonlarının referans senaryoya (BAU) göre 2030 yılında %21 oranına kadar artıştan azaltılması öngörülmüştür.

Ülkemizin ulusal katkı adımlarından biri de Karbonsuz Havalimanı Projesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Karbonsuz Havalimanı Projesi başlattıklarını belirterek, küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı alınan önlemlerle sonraki nesillere daha yaşanabilir dünya bırakmayı ve sürdürülebilir havalimanı işletmeciliğini sağlamayı hedeflediklerini bildirdi. Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından yürütülen Airport Carbon Accreditation (Havalimanı Karbon Akreditasyonu) Programı’na başvuru yapılarak, havalimanlarında devam eden faaliyetlerin çevreye olası etkilerini kontrol altına almak amacıyla yürütülen bu çalışmalar ile karbon salımlarının uluslararası standartlara uygun şekilde hesaplanarak doğrulama işlemleri gerçekleştirilip, karbon emisyonları ‘offsetlenerek’ karbonsuz havalimanı işletmeciliği sağlanacağı planlanmaktadır.

Nayra İŞCİ
Çevre Mühendisi

Kaynaklar:

https://airportco2.org/

https://www.uab.gov.tr/

https://www.dhmi.gov.tr/

https://iklim.csb.gov.tr/